8 sene önce bugün ülkenin anasını s!ktiler. Bunlara üzülüp açınmaz Allah yuvalarına Ateş düşsürsün.
Bu Tip Yönetimlerin sonu hep aynıdır Yoksuluk ve Yıkımdır.
Bu rejim; bir devlette de olsa, bir dernekte de olsa, bir ticari şirkette de olsa veya bir arkadaş grubunda da olsa kaybetmeye mahkumdur. çünkü nerede olursa olsun, o tek adamın kararlarını, seçimlerini, tercihlerini eleştiren ve fikrini değiştirmek isteyen kişiler ol(a)madıkça ve ilgili adamın etrafında şakşakçılar olduğu sürece bir yerden sonra yokuş aşağı gidecektir.
Tek adam rejimi ile yönetilen ülkeler diye aramaya kalktığınızda internette karşınıza başkanlık ile yönetilen ülkeler çıkar. ama başkanlık sisteminde başkanın gücünü dengeleyen fazlaca mekanizma bulunur. kurumların birbirini denetleyebilmesi gibi.
denge fren mekanizmalarının etkisiz kılınmasıyla vuku bulur.
Tek bir kişi tarafından tüm ülkenin yönetildiği rejimdir. dikdatörlüğe benzemektedir. denetimden uzak, yargı bağımsızlığı olmayan, kuvvetler ayrılığı diye birşeyin olmadığı, hak aramanın yapılamadığı, demokrasi içermeyen bir rejimdir.
"Ben bilmem beyim bilir" rejimidir. akılsız, iradesiz, beceriksiz, korkak toplumların rejimidir. > insanların birey olarak güçlerinin ve yapabileceklerinin farkında olup bunu kullanmak yerine, gücü kendi istekleriyle bir başkasına teslim ettikleri rejimdir. bu açıdan cahil, eğitimsiz, beceriksiz, girişim kabiliyeti olmayan, korkak insanlar için birebirdir. Ne kadar tehlikeli olduğunu Saddam'ın Irak örneğinde görebileceğimiz sistem.
TL'nin Dolar ve Euro karşısındaki değer kaybını hep birlikte endişe ile izliyoruz. Ancak kimse sorunun temelinde, ekonomi politikaları kadar hukuk politikalarının da olduğunu tartışmıyor. Türkiye, girişimci ve yatırımcı için artık cazip değil.
Hukuk yoksa, ekonomi de yoktur, para da yoktur. Hukuk yoksa, güven de yoktur,Yani ülkede itibar da yoktur.
dolar 36 oldu
Neden?
Yanıt için
17 Aralık 2013'e bakın
16 Nisan 2017ye bakınız!!
Tabi ki tek adam rejimi.Türkiye “denetimsiz, kontrolsüz tek adam rejimine” uyandı...
Tüm Ortadoğu tek adam rejiminden kurtulmaya çalışırken, tarihte ilk kez bir ülke aptalların oylarıyla, "tek adam" rejimine geçmiştir.
Ben 16 Nisan Anayasa referandumundan önce üzerine basa basa “dünyada sermaye hareketlerinin kısıtsız olduğu bir serbest pazar ekonomisi ilk defa demokrasiden vazgeçip kolayca diktatörlüğe dönüşebilecek bir tek adam rejimine yöneliyor, bu sermaye sahiplerini ürkütür, kimse parasını pulunu, malını mülkünü bir adamın iki dudağı arasından çıkacak kararlara emanet etmez, yeni yatırım ve yeni sermaye gelmez var olanlar da sermayelerini hukukun olduğu devletlere transfer eder” diye defalarca söylemiştim.
16 Nisan referandumu ile tesis edilip 24 Haziran seçimleri ile tam olarak hayata geçirilen bu tek adam sistemi aynı benim tahmin ettiğim gibi sermaye çevrelerinde geniş ve derin bir güven bunalımı yarattı. Sermayesi olan herkes sermayesini hukukun olduğuna inandığı emniyetli topraklara transfer etmek peşinde ve TÜİK istatistiklerinin de bu durumu açıkça ortaya koyduğu üzere hiç kimse yeni bir yatırım yapmak ya da var olan yatırımını büyütmek derdinde değil! Hatta piyasalarda bazı büyük sermaye gruplarının borçlarını burada, sermayelerini yurt dışında tuttukları. Biliyoruz ki bir çok büyük grup ve iş insanı Türkiye’de yaşanan tek adam rejimi. üzerine duydukları derin güvensizlik yüzünden varlıklarını satıp nakde döndüler ve sermayelerini yurt dışına çıkardılar.
Geçmiş olsun..
Denetimsiz keyfe keder yönetilen totaliter rejimlerin kaçınılmaz sonu.
Hukuk yoksa güven yok
Güven yoksa yatırım yok
Çünkü israfa, şatafata, avantaya doymayan bir Ankara’yı doyurmak zorundayız!
Yorumlar
Yorum Gönder