Müslüman aleminin hali böyleyken, “Hristiyanlar, gâvurlar Müslümanları kıskanıyor”
Müslüman aleminin hali böyleyken, “Hristiyanlar, gâvurlar Müslümanları kıskanıyor” diyen Cübbeli Ahmet Hoca gibi din adamları, komedyen Cem Yılmaz’dan bile komik oluyor!
Bir çelişkiye dikkat ettiniz mi? Müslümanlar;
Gazze, Mısır, Libya, Fas, İran, Irak, Yemen, Afganistan, Pakistan,
Suriye, Lübnan ve Türkiye’de mutlu değilken, Avustralya, Kanada,
İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, İsveç, ABD, Norveç, Hollanda ve
Danimarka’da mutlu…
Bugün maalesef Müslümanlar diktatör rejimlerden Avrupa ülkelerine göç etmektedirler. Peki, bu ülkelerden kaçan Müslümanlar
neden başka Müslüman ülkelere değil de çoğu Hristiyan nüfuslu Batı
ülkelerine yerleşmek istiyor? bu orada daha iyi yaşam imkânı bulduğu
içindir.
Bugün maalesef Müslümanlar diktatör rejimlerden Avrupa ülkelerine göç etmektedirler. Onlar İslam’dan küfre yönelmiyor, zulümden adalete sığınıyorlar.
Gerçekten merak ediyorum?
Yani, Müslüman olmayan ülkelerde mutlu, Müslüman olan ülkelerde ise mutsuzlar. Peki, Müslümanlar
bu durum karşısında kimi suçluyorlar; İslam’ı değil; kendilerini değil,
kendi idari Yönetimide değil… Mutlu yaşadıkları ülkeleri suçluyor,
geldikleri ve mutsuz oldukları ülkelere benzetmek istiyorlar.
Komedyen Cem Yılmaz’dan bile komik laflar eden din adamlarımız var.
Bunlar “Hristiyanlar, gâvurlar, Müslümanları kıskanıyor” diyorlar.
Cübbeli Ahmet Hoca gibi din adamlarımız böyle deyip güya Hristiyanları aşağılıyor.
Oysa Müslüman ülkeler o kadar sefil, rezil haldeki, Müslümanlar kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınabilmek için ölümü göze alıyor.
Müslümanlar için Hristiyan ülkelere sığınmak, cehennemden kaçıp cennete girmek demek oluyor!
Nitekim bakın Müslümanlar
kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak için, Türkiye
üzerinden Avrupa’ya geçmek isterlerken Akdeniz’in sularında boğuluyor.
Peki, niye Müslümanlar kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak istiyor?
Bu uğurda neden çoluk çocuk, aç susuz, çölleri, dağları, mayın tarlalarını, denizleri aşmayı göze alıyor?
Boğulacaklarını
bile bile kırık dökük teknelere çoluk çocuk balık istifi doluşarak,
Akdeniz’i geçip Hristiyan ülkelere sığınmak için niçin ölümü göze
alıyor?
Bugün Avrupa ülkeleri ve de Amerika Birleşik Devletleri,
Müslümanlara kapılarını açıp “Gelin, yerleşin” dese, Müslüman ülkelerde
kim kalır?
Evet, niçin Hristiyan ülkelere sığınabilmek için ölümü bile göze alıyor, canlarından bile vazgeçebiliyor Müslümanlar?
Çünkü kendi ülkelerinde bulamadıklarını Hristiyan ülkelerde bulacaklarına inanıyor Müslümanlar.
Müslüman ülkelerde iş, aş yok.
Müslüman ülkelerde insanın değeri de insani değerler de yok.
Müslüman ülkelerde gelecek endişesi var.
Müslüman ülkelerde iç savaş var.
Müslüman ülkelerde diktatörlük var.
Müslüman ülkeler sivil ya da askeri diktatörlüklerle yönetiliyorlar.
“Devlet de benim, kanun da benim, bu ülkede her şey benim” diyen diktatörler, şeyhler tarafından yönetiliyorlar.
Bir adam, bir aile, bir zümre tarafından yönetiliyorlar.
Haliyle de Müslümanlar kendi ülkelerinde demokrasiyi, hukuk devletini, insan haklarını, özgürlüğü çölde su arar gibi arıyorlar.
Müslümanlar kendi ülkelerinde işi, aşı çölde su arar gibi arıyorlar.
Müslümanlar kendi ülkelerinde endişe duymayacakları bir geleceği çölde su arar gibi arıyorlar.
Bu aradıklarını da Hristiyan ülkelerde bulacaklarını biliyorlar.
İstemedikleri şeyler Müslüman ülkelerde, istedikleri şeyler Hristiyan ülkelerde bulunuyor.
Hristiyan ülkelerde Müslüman ülkelerde olmayan daha başka şeyler de bulunuyor.
Mesela Hristiyan ülkelerde bilimsel, teknolojik üretimler var.
Baş
ağrısı ilacı gibi en hafif ilaçlardan kanser ilacı gibi en ağır
ilaçlara kadar, hastalıklara derman olan ilaçları onlar bulup insanlığın
hizmetine sunuyorlar.
İlaçların yanı sıra hastalıkları teşhis ve tedavi eden tıbbi araç gereçleri de onlar bulup insanlığın hizmetine sunuyorlar.
Elektrikten
telefona, otomobilden uçağa, televizyondan bilgisayara, robottan yapay
zekâya kadar, onlar buluşlar yapıp insanlığın hizmetine sunuyorlar.
Kısacası,
insanlığa hizmet eden, insanların hayatını kolaylaştıran her türlü
buluşu Hristiyanlar ülkeler, çoğu din adamımızın “gâvur” dediği ülkeler
yapıyorlar.
Hristiyan ülkelerde bilimsel, teknolojik üretimlerin yanı sıra dünya çapında sanatsal üretimler var.
Bütün bu üretimleri yapabilmek için sorgulayan, araştıran zihinleri, yaratıcı zekâları besleyen bir ortam var.
Sorgulayan,
araştıran zihinlerin, yaratıcı zekâların önüne yasaklardan,
günahlardan, korkulardan oluşan barikatların konulmadığı bir ortam var.
İşte Hristiyan ülkelerde olup da Müslüman ülkelerde olmayan bunlar.
Müslüman ülkelerde cahillik, miskinlik kol geziyor.
Bırakın bilimsel, teknolojik üretimi, ekonomik üretimde de Müslüman ülkeler içler acısı halde bulunuyor.
Düşünün
ki 1 milyar 700 milyona yakın nüfustan ve 63 ülkeden oluşan Müslüman
aleminin toplam üretimi, 80 milyonluk Almanya’nın üretimini bile
bulmuyor.
Kısacası, bu gibi nedenlerle Müslümanlar kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak uğruna ölümü dahi göze alıyor.
Ama keşke Müslüman ülkeler, “Hristiyanlar, gâvurlar bizi kıskanıyor” denilecek durumda olsa.
Keşke Müslümanlar, Hristiyan ülkelere sığınmak uğruna ölümü dahi göze alacak durumda olmasa.
Ne yazık ki Müslüman ülkeler, Müslümanlar, kıskanılacak, gıpta edilecek bir durumda bulunmuyor.
Müslüman aleminin hali böyleyken, “Hristiyanlar, gâvurlar Müslümanları kıskanıyor” diyen Cübbeli Ahmet Hoca gibi din adamları, komedyen Cem Yılmaz’dan bile komik oluyor!
Yorumlar
Yorum Gönder