ARTIK ACI GERÇEĞİ GÖRELİM Mİ?
Seçimler bitti. Millet ittifakı kaybetti. Nedenleri çok konuşuldu. Hala
konuşuluyor. Belli toplamalardan çıkarımlar yapılıyor. Bunlarla kafanızı
yormayacağım. Zaten yeterince dinlediniz, dinliyorsunuz.
İlk
düğme yanlış iliklendi, hem de muhalif(!) dediğiniz particikler
sayesinde… Dolayısı ile artık doğru bir sonuç beklemeyin. 2017 yılında
rejim değişikliği için referandum yapıldı. Cumhuriyeti el birliği ile
yıkıp, monarşiyi getirdiler. Monarşilerde gerçek bir seçim olmaz.
-Atatürk, AKP’nin bir benzeri olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı
kapattırmıştır. Atatürk ile röportaj yapan Amerikalı bir gazeteci
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın neden kapatıldığını sorduğunda
Atatürk şu kısa yanıtı verir:
'Bu fırkayı kuran kişilerde
Cumhuriyetçi bir kişilik yoktu ve Cumhuriyetin varlığını halk oylamasına
götürebileceklerini zannettiler. Cumhuriyetin varlığı oylanamaz.’
T.C.
Devletiyle sorunlu ailelerin çocukları parti başkanı, vekil, bürokrat,
gazeteci, yazar, akademisyen kimliği ile bir araya gelip T.C. Devleti ve
kurucu unsur olan Türklere savaş açtı. Milli bayramlarımız bile
yasaklandı. Bir ülkenin milli bayramlarını ancak işgal güçleri yasaklar.
Önce bu gerçeği idrak edeceğiz. Tabii, onurumuzla özgürce yaşayacağımız
bir vatan derdimiz varsa…
2017 yılında T.C. Devletinin
rejimini değiştirdiler. Hem de el birliği ile… Kılıçdaroğlu; “ Ben
Dersimli Kemal” dediği gün aslında devletle sorunlu bir ailenin çocuğu
olduğunu da açıklamış oldu. Sonra, “iktidar olunca Dersim arşivlerini
açacağım” dedi. Ne gariptir ki, AKP Genel Başkanı Erdoğan’da Türk
Milletini; “ben de Dersim arşivlerini açarsam” diye tehdit etmiştir. Bu
tehdidin arkasından AP’nda Dersim soykırım dosyası açılmıştır. Bir
iftira daha…
Düşman mı
arıyorsunuz? Buyurun size düşmanlık!.. Türkiye Cumhuriyeti Devletini
yargılatmak için Avrupa Parlamentosu’nda bir dosya açılmasını
sağladılar…
T.C. Devleti hem içeriden, hem dışarıdan
kuşatılıyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 100 yıl
önce bozduğu oyun yeniden sahneye kondu: “Anadolu’da Türk varlığına son
verme projesi bütün uyanışları sönümleyecek bir algı operasyonuyla”
Türkleri sarıp kuşatıyor.
Tuzağı görmeyelim diye de yandaş
kanallarda Türklerin kahramanlık dizileri oynatılıyor. Türkler devleti
koruyan aksakallılar diye (hiç olmayan) bir yapıya inandırılıyor.
İnansınlar ki, devleti koruyan arka yüz bir derin devlet var deyip
rehavete kapılsınlar. Türkiye’de derin devlet yoktur. Türkiye’de ABD’nin
kullandığı çakal sürüsü devletin derin gücü diye pazarlanıyor. O güç
1980 öncesi aynı silahla sağcı-solcu gençliği birbirine kırdırdı. Vatan
diyen gençliği kırdırıp, seccademi serdiğim yer vatanımdır diyen
vatansızlara bir yol değil, bir otoban verdi.
Günümüze gelirsek;
Türk
Ordusu ne durumda, gücü nedir bilmiyoruz. İnsan insana istihbaratı çok
iyi olan Jandarma ABD’nin de isteği ile Ordudan kopartılıp kır polisi
yapıldı. Jandarma, Ordunun kulağıdır, bacaklarıdır. Ordunun insan insana
istihbaratına darbe vuruldu. Bacakları kesildi, İçişleri Bakanlığına
takma ayak yapıldı. Okulları kapatıldı. Hastaneleri kapatıldı. Artık
dünyada hastanesi olmayan tek ordu bizim ordumuzdur. Kendi ordusunun
hastanesini kapatan güdümlü akıl, deprem bölgesine AB-D ordusunun askeri
sahra hastanelerini davet etti. Kimse güvenlik sorunu da doğuracak bu
rezil durumdan utanmadı.
Üniversiteden asker yetişmez! Subay
adayları liseden itibaren askerlik eğitimi alırken aynı zamanda
birbirlerini tanıyor, kocaman bir aile oluyorlardı. Bu aileyi
parçaladılar.
Afganistan’dan
sayısını bile bilmediğimiz Amerikan askerleri hazır kıta olarak ülkemize
sokuldu. ABD Suriye’de PYD/PKK devletini ilan edecek. Türk Devleti
karşı çıkarsa bu lejyoner ABD askerleri harekete geçirilecek. Türkiye
Şeyh Sait isyanında olduğu gibi iç karışıklıkla uğraşırken PYD/PKK
devleti ilan edilerek, oldu bittiye getirilecek. ABD Dedeağaç’a yığınak
yaptı. Hem de silahlandırılması yasak olan bir yere, sınırımıza. AKP’nin
sesi çıkmadığı gibi, muhalefetin de sesi çıkmadı. Amerikan savaş gemisi
Bizans Bayrağı takarak Ege Denizinden geçti. Hamdolsun, Türkiye
Cumhuriyeti Devletinden kimse görmedi(!).. İşgal edilen Ege Adalarımıza
sadece Yunan Ordusu değil, ABD askerleri de yerleşti. Bizim kurmalı
hükümet görmedi. Kurmalı muhalefet görmedi. Ne yazık ki Ordu mensupları
da görmedi. Karadeniz’den gaz çıkarttık diyen AKP, Ege’de Türk Kıta
sahanlığı içinde bulunan bölgeden Amerikan ortaklı Yunan Şirketinin
petrol çıkarmasına, yani petrolümüzü çalmalarına göz yumdu. Emekli Albay
Ümit Yalım sayesinde bu işgal ve peşkeşi öğreniyoruz.
On
milyondan fazla geçici sığınmacı Suriyeli ülkemizin her tarafına
dağıtıldı. Suriyeli geçici sığınmacılara akıl almaz imkanlar sağlanıyor.
İşledikleri suçların kayda alınmadığı iddiası var. Birlikte karakola
düşerseniz, her durumda Suriyeli kayrılıyor. Belli ki emniyetin kulağı
bükülmüş. İş yeri açtıklarında vergi alınmıyor. Vergi veren Türk
vatandaşı esnaf bu haksız rekabet karşısında ayakta kalamıyor. Yavuz
sonrası devşirme devletine dönüşen Osmanlı’nın Türklere yaptığı zulmün
bir benzerini devşirmelerin varisi olan Yeni Osmanlıcılar yapıyor. Zaten
Atatürk düşmanlığının asıl nedeni Türk Düşmanlığıdır. Çünkü son Türk
Kağanı olan Atatürk bir Türk Devleti kurmuştur.
T.C. Devletinin
bütün varlıkları yağmalandı. Küresel şirketlere peşkeş çekildi. Türk
Milleti Osmanlı’da olduğu gibi fakirleştirildi. Cumhuriyet ayağı çıplak
çocukları alıp okuttu. Doktor, avukat, öğretmen, müzisyen, ressam, bilim
adamı yaptı. Artık fakirleşen Türklerin çocuklarını okutabilmesi mümkün
değildir. Türk Çocukları küresel ve yandaş şirketlere boğaz tokluğuna
marabalık yapacak duruma düşürüldü.
Köyler çeşitli hileli
yasalarla boşaltılıyor. İnsanlar köylerinde kendi arazisine ev
yapamıyor. Ev yapabilmesi için arazinin yanından kayıtlı yol geçmesi
gerekiyor.. Boncuk misali evler yola dizilecek!? Komedi gibi. Kaç
arazinin yola kıyısı olabilir ki? Köyler boşalmalı ki, vatan kavramı da
toprakla birlikte yok olsun. Ortada küresel sisteme uyumlu, vatansız
şebekler kalsın.
Bir makaleye sığdıramayacağım kadar ihanet el
ele işleniyor. Türklerin ölçüsü alındı, tabut hazırlanıyor. İç Anadolu
Türkleri (Haham Başının ben kurdum dediği) tarikatlarda vatansızlaşıyor,
mankurtlaşıyor. Ve benim güzel(!) insanım; YCHP’nin seçimi nasıl
kaybettiğini tartışıyor.
2. Cumhuriyetçilerin ele geçirdiği YCHP,
referanduma katılarak meşrulaştırdığı, TEK ADAM rejimine yol verdiği
gün bütün seçimleri kaybetmiştir. Millet İttifakı aldığı oyların
%50’sini de KERHEN verilen oylardan aldı. Kurulan tahterevalli oyununda
iki ittifaktan birine oy vermeye zorlanan, hatta mecbur bırakılan
seçmen, AKP’den kurtulmak için oyunu kerhen Millet İttifakına verdi.
Konuştuğum birçok eğitimli insan şunu söyledi;
“Önce bu yağmacı,
karanlık yapıyı gönderelim. Millet İttifakı kazanınca yargı bağımsız
olursa, bunlarla mücadele etmek çok daha kolay olur.”
Yani Millet
İttifakına oy verenlerin önemli bir kesimi Millet İttifakına bağımsız
yargı için oy verirken, Millet İttifakı gayri milli uygulamaya giderse
mücadele etmek, karşısında durmak için oy verdi.
Bu günkü meclis
aritmetiğine bakarsak, YCHP ve İYİP’in de katkıları Cumhuriyet, Atatürk
ve Türk düşmanı gericilerin sayı üstünlüğünü ele geçirdiğini görürüz. Bu
durum da göz ardı edilmesin! TBMM Meclis-i Mebusan’a dönüşmüştür.
Meclis-i Mebusan’ın vekillerini artık okuyanlar araştırsın.
***
Sevgili
Türkler, uzaktan kumandalı, içerideki öncü işgal güçlerinin yataklık
ettiği, iç savaşa ve dolayısı ile NATO’nun müdahalesine imkan verecek
bir bombanın üzerine oturtulduk. Partiler bizleri oyalıyor. Gerçekleri
görmemizi engelliyor. Seçmenini kontrol altında tutuyor.
Ermenistan
sınırından başlayarak sınırlarımızdaki mayınlar temizlendi. Ülkemiz her
türlü girişe açık hale getirildi. 21. Yüzyılın savaş yöntemi, hedef
ülkelere taşımalı teröristleri sokarak iç savaş çıkartmaktır. Libya,
Suriye gibi ülkeleri bu yöntemle karıştırıp parçaladıklarını
unutmayalım.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk T.C. Devletini
dönme-devşirme meclisi olan Meclis-i Mebusan ile kurtarıp kurmadı. Türk
Milleti ile birlikte kurdu. Bütün vatanseverler bir araya gelmezsek,
ülkemize sokulan katiller, hilafet isteyen yerli misyonerler, İŞİD
kalıntıları ayaklanıp(ki, hepsi silahlandı), bir kıyıma başlayabilir.
HÜDAPAR yeşillik olsun diye meclise sokulmadı.
İzmir ve Eskişehir
gibi Cumhuriyet rejimini benimsemiş insanların çoğunluk olduğu illerde
ilk ve orta eğitim okullarına imamların, Kur’an Kursu hocalarının
görevlendirilmesi Rehber İmamlık rejiminin ön denemesidir. Pedagoji
eğitimi almayan, dünyayı tek renkle okuyan bu insanların
görevlendirilmesi İzmir ve Eskişehirli veliler tarafından
reddedilmelidir.
Türk Milleti partiler üstü bir birliktelik
sağlayıp, vatanına, devletine, şerefine, namusuna sahip çıkmalıdır. Bu
birliktelik bölen görevi yapan, cambaza bak oyunuyla halkı kontrol eden
partilerin güdümünden çıkmadan BA-ŞA-RI-LA-MAZ!
Zahide UÇAR (13. 06. 2023)
NOT:
YCHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve İYİP Genel Başkanı Akşener’in
istifasını beklemek konuya Fransız kalmak demektir. Partilerin başına
kendileri mi geldi de kendileri gidecek? Onları halkı oyalayıp Erdoğan’ı
başta tutmaları için hangi üst akıl görevlendirdi ise, ancak o üst akıl
izin verirse istifa ederler. Kendileri otursalardı zaten bu kadar rezil
olmazlardı.
Kafesteki kuş sahibi kapısını açmadan asla uçamaz.
- Necdet Sevinç diyor ki;
“Etnik
İhanet” Cami duvarına pisleyen “İt” gibi pervasızdır. Emperyalistler,
Siyonistler ve Milliyetsiz-İslamcılar tarafından kuşatılan kirli
siyasetin zaafı yüzünden devşirmenin “Virüslü Kanı” Türk devletini
çürütmektedir.
- Prof.Dr.Erol Güngör diyor ki;
“İslâmcılık
şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya
belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur. Bunların amacı
İslâm ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade yaşadıkları ülkede
milliyetçi politikayı etkisizleştirmektir."
Bu azınlıklar "ayrılıkçı
bir politika" takip edecek kadar kalabalık ve güçlü olduklarını
hissettikleri an, kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketi
açıklamaktan hiç geri kalmazlar; böyle bir güce erişemedikleri müddetçe
"İslâm davasının şampiyonu" olarak görünürler.
Yorumlar
Yorum Gönder